Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde tüketici haklarının korunmasına yönelik yasal çalışmalar ve bunların sonucu oluşan toplumsal duyarlılık, müşteriyi işin odağı haline getirmiştir. Hizmette insan unsuruna dayalı ve tüketici memnuniyetine çok daha fazla duyarlı turizm sektöründe, bu durum çok daha belirgin ve egemendir. Müşteri profilinde meydana gelen değişiklik kaçınılmaz olarak pazarı, ihtiyaç duyulan talebe uygun ürün geliştirmeye zorlamaktadır. Bu ise, seyahat endüstrisini yatırımdan pazarlamaya, işletmeden tanıtıma kadar her alanda yeni stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Dünya Turizm Örgütü (WTO), değişen müşteri profiline bağlı olarak önümüzdeki yıllarda turistlerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek değişik alanlarda yeni turizm türlerinin öne çıkacağını öngörmektedir. Bu turizm türlerinin de, sürdürülebilir olması temel koşuldur.
Günümüzde turizm arzının düzeyi ne olursa olsun, yerel yönetimlerin Yerel Gündem 21 konusu içerisinde sürdürülebilir bir turizm stratejisi geliştirmesiyle ilgili çok sayıda nedeni vardır. Turizm, uzun ve kısa dönemde ekonomik, sosyal ve çevresel etkisi ile ilgili planlama ve kalkınma konularında çözüm sağlayacaktır. Sürdürülebilir gelişmede, toplum kapsamlı çevresel yönetim stratejisi içerisine turizmi yerleştirecektir. Turizm, paydaşların ve yerel toplum temsilcilerinin katılımını yasallaştıracak ve bunun için bir çatı oluşturacaktır. Kamuoyunda turizm profilini ve turizm stratejisini yükseltecek ve ulusal ve uluslararası destek ile, sürdürülebilir turizmi ciddiye alan bir organizasyon olarak yetkiyi güçlendirecektir. Ziyaretçilerin dikkatini çekmek için turistik bölgelere ve tur operatörlerinin sürdürülebilirliği sağlanan turistik bölgeleri ziyaret etmeye yada bu bölgelerle çalışmaya istekli olmalarına katkıda bulunacaktır.
Yerel Gündem 21 bağlamında turizm için başarılı bir strateji ve çalışma planının üç unsuru bulunmaktadır. Bunlardan ilki; hem toplumda turizm için yön saptamak, hem de bunu geliştirebilmek için birlikte çalışmada paydaşların katılımı etkili kılabilmektir. İkincisi; sürdürülebilir turizm için; paydaşların görüşlerini yansıtan ve turizm yönetiminin turistik bölgede düzenli yönetim fonksiyonları ile birleşmesini sağlayan, daha kapsamlı bir sürdürülebilir gelişim stratejisi içerisinde, bir yön tespit etmektir. Üçüncüsü ise; bölgede turizmin ekonomik, sosyal ve çevresel sürekliliğine yol gösterecek, strateji ile uyumlu, bir takım çalışmaları saptamak ve uygulamaktır.
Turizm, dünyanın temel ekonomik faaliyetlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 2014 yılında ortalama 1 milyar kişi uluslararası turizme katılmış ve iç turizm hareketliliğinin uluslararası turizmden on kat daha fazla olduğu saptanmıştır. Dünya Turizm Örgütü (WTO) verilerine göre; gelecek yıllarda, iç turizm hareketliliği artmaya başlayacak ve uluslararası turizm de yılda ortalama % 4-4,5’luk payla büyümeye devam edecektir. Turizm, turistik bölgelerde yaşayan yerel halk üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Yerel halk için önemli bir gelir ve istihdam kaynağı olabilir. Turizm, temelde bir bölgenin toplumsal yapısı, doğal ve kültürel mirasına bir tehdit durumu da yaratabilir. Ancak, iyi planlandığında ve yönetildiğinde yerel halkın korunması için önemli bir güç teşkil edebilir. Bu etkiler, 1992’deki Yeryüzü Zirvesi’nde kabul edilen “Gündem 21’in” içerdiği, turizm sektörünün sürdürülebilir gelişim ilkelerini birleştirme gerekliliğinin tanınmasına yol açmıştır. Turizm endüstrisi, uluslararası düzeyde, buna karşı belirli inisiyatifler almış ve yönetimin tüm düzeylerine uygun tüzükler hazırlanmıştır. Günümüzde, yerel faaliyetlere odaklanmaya ihtiyaç vardır; çünkü sürdürülebilir turizmin gerçek kanıtı, turistik bölgelerde hizmet veren yerel halkın sürekli gelişimini sağlamaktır.
Dünya Turizm Örgütü’ne (WTO) göre; “sürdürülebilir turizm gelişimi, mevcut turistlerin gereksinimlerini gidermekte ve gelecek için fırsatları koruyup çoğaltırken, bölgelere ev sahipliği yapmaktadır. Sürdürülebilir turizmin gelişimi, bazı faktörlere bağlıdır. Örneğin; turistik kaynaklar (doğal, tarihi, kültürel ve diğerler) bugünün toplumuna yarar sağlarken, gelecekte de kullanılacak şekilde korunmalıdır. Ayrıca, turistik gelişim planlama ve yönetimi, ilgili bölgede önemli ekolojik ve sosyo-kültürel sorunlara neden olmaktan kaçınılarak sürdürülmelidir. Turistik bölgelerin çekiciliğinin sürdürülmesini sağlamak için turist memnuniyetinin düzeyi korunmalı ve ticari potansiyelleri yitirilmemelidir. Turizm, toplumun tüm bireylerine büyük ölçüde yarar sağlamalıdır.
Geleneksel olarak, turizm gelişimi özel sektör tarafından alınan inisiyatiflere bağlıdır. Birçok ülkede yerel yönetimler turizme yakından katılmamış ve planlama, gelişim ve yönetimde de az miktarda deneyime sahip olmuşlardır. Son yıllarda, bu durum değişmektedir ve şu anda yerel yönetimlerin esas rolleri tanımlanmıştır. Yerel yönetimler çoğunlukla; turistik bölgelerde turizmin sürdürülebilir olmasında, strateji belirlemede, sektör temsilcilerinin, turistlerin ve yerel halkın kazançlarını dengelemede organize olmuş en iyi kuruluşlardır. Turizmi sürdürülür yönetme güçleri;
- Demokratik kanunlara,
- Sürekliliklerine ve uzun dönemli görüşlere sahip olma yeteneklerine,
- Stratejik planlamaya, çevresel yönetimi ve toplum hizmetlerini kapsayan turizm gelişimin etkileyebilecek bir dizi fonksiyona karşı sorumluluklarına bağlıdır.
Ayvalık, sahip olduğu kültürel ve doğal yapısı ile bölgenin ve ülkemizin önemli turizm merkezlerinden biridir. Özellikle büyük metropollere ulaşım kolaylığı nedeni ile iç turizmde tercih edilen Ayvalık, sadece yaz aylarında değil, sezon dışında da hafta sonu turlarda önemli bir yere sahiptir. Ayvalık’ın yakın çevresinde; Ali Bey (Cunda) Adası, Merkez, Sarımsaklı ve Altınova gibi farklı turizm potansiyellerinin olması avantaj sağlamaktadır. Ayvalık, Türkiye’deki turizm hareketinin ilk başladığı yerlerden birisi olmasına rağmen bu avantajını iyi kullanamamıştır. Halen ulaşım, iklim, alt ve üst yapı, hizmet kalitesi, turizmin çeşitlendirilememesi gibi faktörler nedeniyle turizm faaliyetleri 3 ay gibi kısa bir sürede gerçekleşmektedir.
Ayvalık ilçesi; zengin tarihi, kültürel ve doğal kaynaklarının dışında mevcut turistik tesisleri ile gerek uluslararası gerekse ulusal düzeyde oluşan turizm hareketliliğini karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Türkiye’de Akdeniz mutfağının önemli bir göstergesi olan Kuzey Ege Bölgesi ve bu bölgenin içinde yer alan Ayvalık; mutfağı ile gastronomi turizmi açısından ön plana çıkmaktadır. Kendine özgü ve farklı yemek kültürünü birleştiren Ayvalık mutfağı gastronomi turizmi alanında önemli bir gastronomik rotadır. Ayvalık; bu ve buna benzer sürdürülebilir turistik ürünlere ağırlık vermeli ve ürün planlaması ve pazarlamasını bu ürünler üzerinden yapmalıdır. Bunu sağlayabilmek için yerel yönetimin sürdürülebilir turizm politikaları üretmesi ve desteklemesi şarttır.
Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın.