Turizm ve çevre ortak bir ilişkiyi simgeleyen kavramlardır. Çevre bir turizm kaynağı olma özelliğini taşırken, turizmin var olması için çevrenin yaşaması gerektiği, doğanın ve çevrenin aleyhine gelişen bir turizmin kendi kaynağını tüketeceği açıktır. Başarılı bir turizm faaliyeti için temiz ve düzenli çevreye ihtiyaç vardır. Turistlerin doğa koruma ve çevre sorunlarına gittikçe daha duyarlı oldukları gözlenmektedir. Dolayısıyla, alternatif turizmde yerel örf ve adetlere saygı gösterilirken, çevre ve doğanın korumasına aşırı önem verilmektedir.

Eko turizm sayesinde çevresel değerler korunurken kırsal ve endüstrileşmiş bölgelerde ekonominin çeşitlilik kazanması, eko turistlerin kalış sürelerinin uzaması ile harcadıkları döviz miktarlarının artması ve milli ekonominin gelişmesini sağlar. Yerel ekonomiyi canlandıracak mal ve hizmete olan talep artarak, konaklama tesislerinin doluluk oranları yükselir. Eko turizmin belirttiğimiz pozitif katkılarının tersine, “kirleten öder” prensibi benimsenerek, yerel halk ve yatırımcı da eko turizme entegre edilmeli, turizmden elde edilen gelir vergilendirme yoluyla özellikle altyapı, çevre koruması ve kamu hizmetlerinin temininde kullanılmaya yönlendirilmelidir.

Türkiye’nin çok hızlı büyümesi, özellikle turizm bölgelerinde aşırı yoğunlaşmaya ve büyük ölçüde yapılaşmaya neden olmuştur. Önemli turistik beldeler artık yeşilliklerin ve doğal güzelliklerin hakim olduğu yerler olma özelliklerini kaybetmişlerdir. Bu nedenle turizm yatırımlarının önemli ölçüde yoğunlaştığı, Alanya ve Kuşadası gibi turizm merkezleri artık önemli tur operatörleri tarafından boykot edilmeye başlanmıştır. Aslında kıyıların aşırı yapılaşmasının sorumlusu turizm değildir. Ege-Akdeniz kıyıları 4000 km. uzunluğunda sahil şeridine sahiptir. Bu şerit üzerinde birçok yerleşim alanı mevcuttur. Bu yerleşim alanları 28.151 hektarlık bir alan kaplamaktadır. Bu alanın % 54’ü kentsel alan, % 32’si ikinci konut ve sadece % 14’ü turizm alanıdır.

Türkiye’nin çevresel olarak en ciddi sorunu ikinci konutlardır. Birçoğunun çok ciddi altyapı sorunları olan ve büyük ölçüde atıl kapasite oluşturmakta olan ikinci konutların mutlaka sınırlandırılması gerekmektedir. Turistik yörelerde kentsel nüfus süratle artmakta, ikinci konut ve kentsel konut talebini doğurmakta mahalli idareler kendilerine verilen imar planlama yetkisini bazı durumlarda etkin bir şekilde kullanamamakta ve yapılaşma dengeli bir şekilde gelişememektedir.

Dünyada özellikle son yıllarda eko-turizm oldukça kabul gören aktiviteler arasına girmiştir. Örneğin; Dünya Turizm Örgütü (WTO) 2002 yılını “Eko Turizm ve Dağlar Yılı” olarak ilan edilmiştir. Eko-turizm teriminin sürdürülebilir turizmle aynı şey olmadığını belirtmekte yarar ve gereklilik vardır. Sürdürülebilir turizm endüstrisinin tüm alanları için zorunludur. Eko-turizm, diğer bütün türlerden daha yüksek düzeyde sürdürülebilir gelişme sağlamak için çaba göstermek zorundadır. Eko turizm aktivitelerinin yapıldığı alanlar bugün dünyada ve günümüz Türkiye’sinde korumuş alanlar statüsünde olan (Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiatı Koruma Alanları, Doğal Sitler, Uluslararası anlaşmalarla korunan alanlar, Ramsar Sitleri gibi) alanlarda gerçekleşmektedir. Bu nedenle diğer bütün türlerden daha yüksek düzeyde sürdürülebilir gelişme beklenilmektedir.

Bu noktada Edremit Körfezi ve Ayvalık yöresinde geliştirilecek eko turizm çeşitlerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür;

-Dağ-Doğa Yürüyüşü (Trekking): Bölge, Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alması nedeniyle flora ve faunasıyla çok zengin olan dağ ve sıradağlara, dolayısıyla dağ-doğa yürüyüşü için önemli bir potansiyele sahiptir. Proje kapsamında,  bölgenin arz kapasitesinin geliştirilmesi, alternatif turizm alanlarının koruma kullanma dengesi içerisinde hizmete sunulması ve tanıtılması gerekmektedir.

 

-Akarsu Turizmi: Bölgenin sahip olduğu zengin, doğal kaynaklardan birisi de akarsulardır. Bu akarsuların önemli bir bölümü rafting, kano ve nehir kayağı için çok elverişlidir. Bu akarsuların belli disiplin ve taşıma kapasiteleri belirlenerek turizm talepleri doğrultusunda geliştirilmesi hedeflenmelidir.

          – Bisiklet Turları: Eko turizm yaklaşımı ile ele alınan trekking, rafting vb… turizm aktivitelerinin yanında yine cazip bir doğa sporu olarak giderek daha çok ilgi ve talep gören bisiklet turlarının geliştirilmesi ve güzergah çeşitliliği yaratılmasına yönelik faaliyetler bölgede planlanmalı ve kısa zamanda hayata geçirilmelidir.

 

          – Atlı Doğa Yürüyüşü: Atlı Doğa Yürüyüşü ülkemizde Kapadokya, Kastamonu, Antalya ve Muğla gibi yörelerimizde seyahat acentaları tarafından düzenlenmektedir. Ancak geliştirilmesine yönelik faaliyetler artırılmalıdır. Çünkü bu turizm aktivitesi oldukça yüksek döviz girdisi elde edilebilecek aktiviteler arasında yer almaktadır. Edremit Körfezi bu spor için oldukça elverişli alanlara sahiptir.

          -Sportif Olta Balıkçılığı: Sportif, rekreasyonel ve animatif faaliyetler, bu yöndeki ihtiyaçları karşılayarak, konaklama süresini uzatan, dolayısıyla turizmin ekonomik katkısını arttıran faaliyetler olarak ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Sportif olta balıkçılığının bu doğrultuda, özellikle giderek artan doğayla baş başa kalma ihtiyacını karşılayabilecek rekreasyonel spor olarak ele alınması gerekmektedir.

-Kuş Gözlemciligi (Ornitoloji) ve Fotosafari: Özellikle kıtalar arasında, güney-kuzey ve kuzey-güney bazen doğu-batı ve batı-doğu yönünde göç eden kuşların kullandıkları köprülerden en önemlilerden biri belki de en önemlisi Anadolu’dur denebilir. Gerek kara, gerekse su habitatlarıyla bu kuşlara, yılda en az iki kez ev sahipliği, birçoğuna ise üremeleri için konak görevi yapan kara parçası yine Anadolu’dur. Türkiye RAMSAR sözleşmesine taraf olmuş ve uluslararası öneme sahip pek çok Ramsar Siti (sulak alanı) bulunmakta ve bu bölgelerde pek çok kuş türü kışlayıp, üremektedir.

 

           – Kültür (Gastronomi) Turizmi: Bu başlıkta yerel gastronomiye de değinmek faydalı olacaktır. Ayvalık’ta tarihi çevrenin korunması ve kültürel yaşam ihtiyaçları içinde yeniden yaşama kazandırılması, mevcut yapı varlığının iyileştirilmesi, planlı ve çevreye saygılı yeni yapılar elde edilmesi üzerine kurulu projelerin yanı sıra tanıtım konusu da önem kazanmaktadır. Türkiye’nin en büyük kentsel sit alanına sahip Ayvalık; tabiatı tahrip etmeyen, çevreye ve mirasa saygılı, katılımcı bir kent karakterini yükseltme gayretiyle yönetilmektedir. İlçe merkezinde 1517, Cunda Adası’nda 317 tescilli binası bulunan Ayvalık’ta kültür turizmi için herşey (daracık sokaklar, neo klasik evler, kiliseler, camiler, sanat galerileri, butik oteller, pansiyonlar,  müzeler, yöresel mutfaklar ve yerel sanat atölyeleri) mevcuttur. Türkiye’de Akdeniz mutfağının önemli bir göstergesi olan Kuzey Ege Bölgesi ve bu bölgenin içinde yer alan Ayvalık mutfağı gastronomi turizmi açısından ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda Ayvalık gastronomi geçmişi ve Akdeniz mutfağındaki zenginliği ile dikkat çekmektedir. Kendine özgü ve farklı yemek kültürünü birleştiren Ayvalık mutfağının gastronomi turizmi alanında zengin bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir. Coğrafi ve çevre koşulları ile Kuzey Ege Bölgesi, Akdeniz mutfak kültürünün yaşatıldığı ender yerlerden biridir. Kuzey Ege mutfağı,  içerisinde yer alan Ayvalık mutfağı kendine özgü tatları ve çeşitleri ile her geçen gün gastronomik bir rota olma yolunda hızla ilerlemektedir.

– Botanik (Bitki İnceleme) Turizmi: Ülkemiz, oldukça zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Avrupa’nın birçok ülkesi yanında komşu ülkeler arasında da oldukça zengindir. Türkiye’nin floristik (bitki örtüsü) zenginliğini Avrupa florası ile karşılaştırdığımızda oldukça zengin olduğu görülecektir. Örneğin; Avrupa’nın tamamında tür sayısı 12.000 civarında iken Türkiye’de bu sayı 9.000 civarındadır. Türkiye endemik (dünyada yalnız herhangi bir bölgede yetişen türler) türler açısından da dikkat çeken ülkelerden birisidir. 9.000 türün yaklaşık 3.000 tanesi endemik olup bütün Avrupa ülkelerinin endemik türlerinin sayısı 2500 kadardır. Proje ile bu zenginliğin turizm amaçlı değerlendirilmesi hedeflenmeli ve bu yöndeki çalışmalara Kaz Dağı’nda da hız verilmelidir.

– Tarım Alanları ve Organik Tarım (Çiftlik Turizmi): Gelişmiş ülkelerde tarım artık yerini organik tarıma bırakmaya başlamıştır. İnsanlar aldıkları besinlerde doğallığı daha çok aramaya ve bunun sonucunda tarımda yeni yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Organik tarımda amaç, suni gübre yerine doğal gübre, kimyasal ilaç ile mücadele yerine biyolojik mücadele yaparak, hormonsuz ve hiçbir yapay katkısı olmayan doğal halde yetişen sebze ve meyveler yetiştirmektir. Edremit Körfezi’nde bu tür bir yaklaşımın oluşturulması için yerel halk ile birlikte rasyonel bir planlama sonucunda organik tarım yapılabilir.

Turizm kaynağının doğal çevre olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Ama eğer konu eko-turizm ise doğal çevre kaynakları bu kavramın özü yani kendisi demektir. Eğer bölgemizde eko-turizmin geliştirilmesi isteniyorsa öncelikli olarak bu doğal çevre kaynaklarının tespit edilmesi ve korunarak kullanılması gerekmektedir. Turizmde söz sahibi olabilmenin önemli şartlarından biri turizm piyasasına imajı yüksek bir turistik ürün sunmaktır. Bu turistik ürün tercihi, getirisi ve sosyal faydası yüksek bir ürün olabilmelidir. Bu ürün eko-turizm olarak düşünüldüğünde, doğal çevreye bağlı olarak yapılabilen bir çok aktiviteyi kapsayabilmelidir. Dağcılık, bisiklet turu, yürüyüş parkuru, olta balıkçılığı ve doğal ortam gözlemciliği ürünü kuvvetlendiren faktörler olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin bu noktada eko-turizm kaynaklarının zengin ve yeterli olduğunu söyleyebiliriz.

Sonuç olarak; Edremit Körfezi ve Ayvalık ağırlıklı olarak iç turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu popüler bir destinasyondur. Bir ülkenin turizm gelişme sürecinde sadece dış turizme bağımlı kalmaması pek çok ekonomist tarafından önerilmektedir. Her ekonomik faaliyette olduğu gibi turizmde de kendi iç dinamiğine dayanmayan bir gelişmenin sağlıklı olmayacağı bilinmelidir. İç turizm akımları endüstrinin gelişme dinamiğini oluşturmaktadır. Fakat, özellikle Ayvalık’ta turizmin disiplin altına alınabilmesi için dış turizme açılması gerekmektedir. Çünkü dış turizm rekabettir, kıyaslamadır, bol kazançtır fakat aynı zamanda çevreye, yaşama ve ekolojik dengeye saygıdır. Bu nedenle bölgeye daha çok yabancı turistin gelmesi yöre turizmine hem dinamizm getirecek, hem de disiplinli bir sürecin içine sokacaktır.

Bu site, size daha iyi bir tarama deneyimi sunmak için tanımlama bilgilerini kullanır. Bu web sitesine göz atarak, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz. Kişisel bilgileriniz üçüncü şahıslarla paylaşılmaz, reklam ve pazarlama amacıyla kullanılmaz.