Ayvalık, irili ufaklı şirin koyları, doğal, tarihsel ve kültürel değerleri ile yalnız Ege’nin değil, Türkiye’nin en güzel tatil merkezlerinden birisidir. İklim koşulları, yeterli turistik alt yapısı, sayısız ve eşsiz güzellikteki koyları, berrak ve tertemiz suları ile su altı turizmi merkezi olabilecek ideal bir konumdadır. Ayvalık; lokasyon olarak stratejik bir noktadadır. Etrafında; Kaz Dağları, Kozak yaylası, Sarımsaklı plajı, Cunda ve 24 ada vardır. Ayrıca, Bergama, Truva ve Çanakkale Şehitliklere çok yakın mesafededir. Bir saatlik mesafede bir Avrupa ülkesine (Midilli-Yunanistan) geçme şansınız vardır. Ayvalık’ta güneşin batışı ve doğuşu bile farklıdır. Bu anı yaşamak isteyenler için önerimiz ilgili saatlerde Şeytan Sofrasına gitmeleridir. Sarımsaklı plajlarının temizlik ve uzunluk olarak Türkiye’de ilk üçe girdiğini söyleyebiliriz. Yörede; sualtı fauna ve florası çok zengindir. Bir diğer değişle Ayvalık tarih, kum, deniz, güneş, mutfak ve su altı-su üstü turizm değerleri açısından oldukça zengindir. Ayvalık ve Cunda’da son yıllarda sayıları her geçen gün hızla artan butik otellerin yöre turizmine önemli katkıları olmaktadır Yörenin bu anlamda marka imajına önemli katkılar sağlayan ve ‘çevreci oteller’ olarak algı oluşturan butik oteller; satış ve pazarlama konusunda da bölge turizminde yadsınamayacak bir ağırlığa sahiptir. Marka değeri yüksek olan ve ciddi anlamda otellerin içinde ve dışında ekolojik uygulamaları bulunan ve bu uygulamaları ile bölgede farkındalık yaratan işletmelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Bir diğer artı değeri; Perşembe günleri Ayvalık’ta ve Cumartesi günleri de Cunda merkezde kurulan yöresel semt pazarlarıdır. Özellikle Perşembe günleri Ayvalık merkezde kurulan pazarda ciddi anlamda yoğunluk yaşanmakta ve özellikle Midilli’den sadece alış veriş için günübirlik gelen ziyaretçilerle dolup taşmaktadır. Ayvalık turizmine katma değer yaratan bir güzel uygulama da yerel hediyelik eşya üreten atölyelerin sayısının Ayvalık merkez ve Cunda’da her geçen gün artmasıdır. Eski, dar ve nostaljik sokak aralarında faaliyet gösteren bu atölyeler yerel istihdama ve yöresel ekonomiye ciddi katma değer yaratmaktadır.
Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde tüketici haklarının korunmasına yönelik yasal çalışmalar ve bunların sonucu oluşan toplumsal duyarlılık, müşteriyi işin odağı haline getirmiştir. Hizmette insan unsuruna dayalı ve tüketici memnuniyetine çok daha fazla duyarlı turizm sektöründe, bu durum çok daha belirgin ve egemendir. Müşteri profilinde meydana gelen değişiklik kaçınılmaz olarak pazarı, ihtiyaç duyulan talebe uygun ürün geliştirmeye zorlamaktadır. Bu ise, seyahat endüstrisini yatırımdan pazarlamaya, işletmeden tanıtıma kadar her alanda yeni stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Dünya Turizm Örgütü (WTO), değişen müşteri profiline bağlı olarak önümüzdeki yıllarda turistlerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek değişik alanlarda yeni turizm türlerinin öne çıkacağını öngörmektedir. Bu turizm türlerinin de, sürdürülebilir olması temel koşuldur. Günümüzde turizm arzı ne olursa olsun, yerel yönetimlerin sürdürülebilir bir turizm stratejisi geliştirme zorunluluğu vardır. Çünkü; turizm, uzun ve kısa dönemde yöreye ekonomik, sosyal ve beşeri katkı sağlayan en önemlli sektör haline gelmiştir. Sürdürülebilir gelişmede, toplum kapsamlı çevresel yönetim stratejisi içerisine artık turizmi yerleştirmiştir. Ayrıca; turizm, turistik destinasyonlarda yöredeki paydaşları ve yerel toplum temsilcilerini bir araya getirerek, bir çatı da oluşturmuştur.
Bu çerçevede; yerel yönetimlerin turizm için başarılı bir strateji ve çalışma planı uygulayabilmeleri üç unsura bağlıdır. Bunlardan ilki; hem toplumda turizm için yön saptamak, hem de bunu geliştirebilmek için birlikte çalışmada paydaşların katılımı etkili kılabilmektir. İkincisi; sürdürülebilir turizm için; paydaşların görüşlerini yansıtan ve turizm yönetiminin turistik bölgede düzenli yönetim fonksiyonları ile birleşmesini sağlayan, daha kapsamlı bir sürdürülebilir gelişim stratejisi içerisinde, bir yön tespit etmektir. Üçüncüsü ise; bölgede turizmin ekonomik, sosyal ve çevresel sürekliliğine yol gösterecek, strateji ile uyumlu, bir takım çalışmaları saptamak ve uygulamaktır. Ayvalık’ta bu 3 unsuru karşılayabilmek için; 2009 yılında Ayvalık Kaymakamlığı öncülüğünde Ayvalık, Küçükköy, Altınova Belediyeleri ve Balıkesir Özel İdare Müdürlüğünün de paydaş olduğu Ayvalık Turizm Geliştirme Birliği (AYTUGEB) kurulmuştur. AYTUGEB; 5355 sayılı Mahalli İdareler Birliği Yasası çerçevesinde kurulan bir turizm birliğidir. Birliğin kuruluşu ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı; 31.10.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış ve birlik aktif olarak yörede faaliyetine başlamıştır. Birlik Meclisi; 18, Birlik Encümeni ise; 7 kişiden oluşmaktadır. AYTUGEB’in yasa gereği kurucu kurumları; İl Özel İdaresi, Ayvalık, Küçükköy ve Altınova Belediye Başkanlıkları ve Turizm İşletme Belgeli Oteller’dir. 6360 Sayılı Bütünşehir yasası gereği Küçükköy ve Altınova belediyeleri kapanmış, İl Özel İdaresi de Balıkesir Büyükşehir Belediyesine devredilmiştir. AYTUGEB; 06.06.2014 tarihinde yaptığı ilk Birlik Meclis Toplantısı’nda Edremit Belediyesi ile birleşme kararı almıştır. Bu kararla birlikte; Tüzükte ilgili maddeler değiştirilmiş ve Balıkesir Valiliği’nin 16.06.2014 tarihli onayı ile birleşme gerçekleştirilmiştir. Birlik başkanı aynı zamanda Ayvalık Belediye Başkanıdır.
AYTUGEB kuruluş amacını; ‘Ayvalık, Küçükköy, Altınova ve Edremit’te sürdürülebilir kalkınma ve rekabet gücünün artırılması için nitelikli insan gücünü kullanarak, ulusal ve uluslararası kaynakların etkili ve verimli bir şekilde değerlendirilmesi yoluyla, bölgenin turizm ve yatırım potansiyelini ortaya çıkarmak ve paydaşların kalkınma girişimlerini örgütlemek, öncülük etmek ve desteklemek’ olarak belirlemiştir. Vizyon olarak ise; ‘özellikle Ayvalık ve yöresinde sürdürülebilir turizmle kalkınmayı sağlamak amacıyla üniversite, sektör ve STK’larla birlikte yatırım, yönetim, pazarlama ve satış geliştirme noktalarında öncülük etmek, katılımcı bir yönetişim anlayışıyla yöre ekonomisine bırakılan girdiyi artırmak’ olarak hedeflemiştir. Yine; AYTUGEB; temel değerlerini de; ‘katılımcılık, şeffaflık, yönetişim, sürdürülebilirlik, yenilikçilik, bilimsellik, dayanışma, verimlilik, işbirliği ve koordinasyon’ olarak belirlemiştir. Tüzüğü gereği yılda 2 defa (Mayıs ayında Seçimli Kurul, Aralık ayında da Mali Kurul olmak üzere) genel kurula gidilir. Bu toplantılar; aynı zamanda Birlik Başkanı tarafından Ayvalık’ın turizm öncelikleri, yerel kalkınma programları, yurt içi ve dışı turizm fuarları, sektörün mikro ve makro sorunları ve çözüm önerileri noktalarında inter-aktif bir toplantı düzeni içerisinde gerçekleştirilir. Bu yılın son toplantısı kuvvetle muhtemel Aralık ayının 3. veya 4. haftası içinde olacaktır. Bu toplantıda aynı zamanda Ayvalık’la ilgili 2017 turizm sezonu değerlendirilecek ve 2018 ile ilgili beklentiler ve projeksiyonlar konuşulacaktır. Tüm turizm paydaşlarını bu toplantıya bekleriz.
Şimdi gelelim ikinci stratejik ürüne, yani zeytin ve zeytinyağına. Ayvalık’ta yaklaşık 2.000.000 zeytin ağacı vardır. Bu yörede doğal olarak yayılım gösteren tüm ağaçlar Ayvalık çeşidi zeytin ağaçlarıdır. Tümü yüzyıllar önce “delice” denilen yabani zeytin ağaçlarından aşılanmıştır. Bu tür zeytin ağaçları hastalık ve zararlılarla tüm fiziksel koşullara karşı daha dirençli olduklarından çok dayanıklıdır. Ayvalık Ziraat Odası’na kayıtlı 6.500 müstahsil bulunmaktadır.
Ayvalık Ticaret Odası’nda ise zeytin ve zeytinyağı üretimi yapan 83 firma kayıtlıdır. Ancak aktif durumda olanların sayısı 30 civarındadır. Kentteki zeytinyağı fabrikalarının sayısı ise; 24’dür. Ayvalık zeytini; hem yağlık, hem de sofralık zeytin olarak üretilmeye uygun bir çeşittir. Kendi yöresinde iyi yetiştirilip, iyi işlendiğinde çok yüksek duyusal ve kimyasal kalite özelliklerine sahip yemeklik zeytinyağı elde edilebilmektedir. Tarihi, kültürel ve ekonomik açıdan büyük öneme sahip Ayvalık zeytinciliğini ve zeytinyağı üretiminde üstün kalite özellikleri gösteren Ayvalık zeytin çeşidini koruma altına almak büyük önem taşıdığı için; Ayvalık Ticaret Odası, uzun bir çalışma sürecinin ardından, 2007 yılında Türk Patent Enstitüsü’nden ‘Ayvalık Zeytinyağı Coğrafi Menşei İşaretlemesini’ almıştır. Bu işaret (logo), yalnızca Ayvalık yöresinde üretilmiş, Ayvalık çeşidi zeytinlerden elde edilen zeytinyağlarının “Ayvalık Zeytinyağı” coğrafi menşei işaretini taşıyabileceği anlamına gelmektedir. 2007 yılından bu yana toplam 33 zeytinyağı markası Coğrafi İşaret almıştır. Bu önemli görevi başarıyla sürdürebilmek adına Ayvalık Ticaret Odası, altyapısını geliştirmeye devam etmektedir. “Ayvalık Coğrafi Menşei” işaretlemesine aday tüm zeytinyağı başvuruları, bir yıl süren tadım eğitimi sonucunda seçilerek, tecrübeli “Tadım Paneli” ekibi ile değerlendirilmektedir. Tadım Paneli için gerekli uygun çalışma ortamının sağlanması adına Uluslararası Tadım standartlarına uygun ATO Zeytinyağı Analiz Laboratuvarı Haziran 2012’de hizmete girmiştir. Bu noktada size bir müjde vermek istiyorum. 2007 yılında Ayvalık Zeytini için alınan “Zeytinyağı Coğrafi Menşei İşaretlemesini” şimdi Ayvalık Ticaret Odası bir adım daha yükselterek uluslararası boyuta taşımak istiyor. Ve bu projeyle ilgili çalışmalar da son hızıyla devam ediyor. Bu projede temel amaç; uluslararası zeytin/zeytinyağı pazarında Ayvalık zeytin ve zeytinyağını uluslararası yeterlilik sertifikası ile pazarlamaktır. Başarırlarsa Ayvalık ekonomisine çok önemli bir katma değer yaratılacağı kuşkusuz. Ayvalık Ticaret Odası; Ayvalık Belediyesi ile ortaklaşa 2-5 Kasım 2017 tarihleri arasında 13. Zeytin Hasatı Etkinlikleri yapıyor. Her yıl yenilenen ve bölgede farkındalık yaratan bir etkinlik olarak öne çıkan bu çalışmalar aynı zamanda ulusal ve uluslararası görsel ve yazılı basında yörenin de tanınmasına önemli katkı sağlamaktadır. Bu yıl etkinlik daha çok katılımcının ve paydaşın katılımı ile gerçekleşecek gibi görünmektedir. Programa bakıldığında; gastronomi, kültür ve doğa gibi turistik ögeler öne çıkarılarak, daha fazla kişinin yöreye getirilmesi amaçlanmıştır. Bu tür etkinlikler aynı zamanda bölgedeki turizm sezonunun uzatma amaçlı aktiviteler olarak da değerlendirilebilir. Bölgede; gastronomi, kültür ve doğa vb. aktiviteleri farklı tarihlerde yaparak yöre ekonomisine katma değer yaratmak temel amaç olarak belirlenmelidir. Hasat daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi zeytin üreticisinin emeğinin karşılığıdır. Umuttur, gelecektir. Borç ödeme, yeni bir şeyler alma, düğün yapma ve paylaşmadır. Yani bu işin ana unsuru zeytin üreticisi ve köylüsüdür. O halde bizim hasat etkinliğimizde daha çok yerel aktör ve daha çok yerel figür yer almalıdır. Bu çoşkuyu sağlamamız ve birlikte paylaşmamız gerekmektedir.
Yeni bir sayıda ve başlıkta buluşmak üzere sağlıcakla kalın.